e-Kültür’ün Yaygınlaştırılması
e-Kültürü yaymak, e-yaşamın anlaşılmasını ve sürdürülebilirliğini sağlamak
amacıyla her tür iletişim aracı, öğretim ve eğitim yöntemi kullanarak e-Türkiye
sistemini kurmak ve kullanıcıları örgün ve uzaktan eğitim yöntemleri yanında
geliştirilecek yeni yöntemlerle bilgilendirmek ve eğitmektir.
e-Kültürün yaygınlaştırılmasını dört temel başlık altında incelemek yararlı
olacaktır.
·
e-Kültürün tanımlanması,
·
Bilgisayar okur Yazarlığından e-Bireye geçişin sağlanması,
·
Sanal toplulukların oluşumu,
·
e-Kültürün yaygınlaştırılması
e-Kültürün Tanımlanması :
Kültür gibi bir topluma mal edilen kavramlar birçok bileşenden oluşur.
e-Kültür de toplumların geleneksel toplum yaşamından bilgi toplumu
na geçişi ile ilgili bir olgu olarak tanımlanabilir. Bu yönü ile e-kültür
doğrudan bilgi toplumu oluşumunun vazgeçilmez şartıdır.
Bilgi toplumunda toplumsal dinamiklerin çeşitliliğinin artmasının yanı sıra,
bilginin etkinliği de önemli seviyede artmaktadır. Bilginin kolay erişilir,
kapsamlı ve sürekli güncel olabilmesi bireylerin gelişiminde ve farkındalık
düzeylerinin artmasında belirleyici olmaktadır. Böylece, bireyler, kamu
organizasyonlarından daha fazla beklentilerde bulunmakta, bir anlamda
demokratik haklarını anlıyor ve savunuyor olmaktadırlar. Bir başka deyişle
gelişmişlik temeli oluşmaktadır.
Bilgisayar Okur Yazarlığından e-Bireye Geçiş Nasıl Sağlanabilir? :
Bilgi Çağı ,bu çağı yaşayan organizasyonların, toplulukların ve bireylerin
bilişim sektörü etkisiyle birçok yeni oluşum içerisine girişi olarak
tanımlanmaktadır. Bu oluşumların bazılarını, e-ticaret, e-iş, e-okul,
e-banka, e- devlet ve e-yaşam olarak örnekleyebiliriz.
Gerçekte, bütünüyle bilgisayara dayandırılan iş süreçleriyle yönetilen
kuruluşların adlarının önüne getirilen elektronik kelimesi aslında bilişim
ortamına taşınan sanal kuruluşları anlatmaktadır. Sanal kuruluş olmanın en
önemli ögeleri, bilgilerin doğru oluşturulması (formatlanması), adreslenmesi
ve çevrim içinde tutulmasıdır. Bu nedenle, sanal bir kuruluşla yani
e-kuruluşla sürekli iletişim içinde; olmak aynı zamanda e-xxx olmayı da
gerekli kılmaktadır. Dolayısıyla sanal oluşumlar bir diğerini hızla
etkilemekte bu da sanal dünyanın kurulumunu inanılmaz derecede
hızlandırmaktadır.
Bilgi toplumunda e-kurumların oluşmasına paralel olarak ortaya e-birey
oluşumları çıkacaktır. Yeni toplum yapılarında bireyler, teknolojileri
yaşamlarının her evresinde büyük ölçüde kullanılır hale geleceklerdir.
Bilgi çağını oluşturan ve toplumun ayrılmaz bir parçası olan e-birey,
ürettiği bilgiden daha fazlasını etkileşim içinde bulunduğu e-toplumlar dan
almak ihtiyacında olacaktır ve isteyecektir.
e-Bireylerden oluşan sanal
toplulukların en belirleyici özelliği fiziksel ortamda bir araya gelme
zorunluluğu olmadan bir düşünce veya aksiyon platformu çerçevesinde bir
arada bulunmaları olacaktır. Sanal toplulukları fiziksel olarak bir araya
getiren altyapı, çoklu ortam (multimedya) özellikleriyle, donanımlı bilişim
sistemleri ve iletişim ağları aracılığı ile sağlanacaktır. Sanal topluluklar
tek bir etkin gruptan oluşabileceği gibi birden fazla etkin grubun
oluşturacağı büyük topluluklar da olabilecektir.
Sanal Toplulukların Oluşumu :
Teknolojiyi yeterince yakından izleyen insanların, hatta daha özele
indirgersek bilgisayar teknolojisiyle iç içe yaşayanların, itiraf ettiği bir
gerçek var ki, o da bilişim teknolojisinin salt bilgisayar uygulamaları
sınırını çoktan aşarak, artık kolayca izlenir olmaktan çıktığıdır. Öyle ki
bilişim sektörü artık, diğer teknolojilerin geliştirdiği konumdan çıkarak
tek başına kendi oluşumunu hazırlayan,diğer teknolojilere önderlik eden,
olağan üstü katkılar sağlayan hatta kendi teknolojik gelişimini de
–neredeyse- kendisi sağlayan bir sektör haline gelmiş bulunmaktadır.
Hiçbir tarihsel süreç içinde
insanoğlu bu denli değişim hızına ulaşamamıştır. Öyle ki, en çarpıcı
öngörmelerde bile gelecekte karşılaşacağımız sosyal değişimlerin boyutu
yeterince tanımlanamamaktadır. Birçok sosyolog Bilgi Çağındaki sosyal
değişimlerin boyutları üzerine yorum yaparken zorlandıklarını kabul
etmektedirler.
Sanal Dünyanın en önemli ögesi olan e-birey i oluşturan bileşenler ise;
·
Bilgi profesyoneli olabilmek,
·
Yeterli bilgi kaynaklarına sahip bulunmak,
·
Yoğun bilgi ve teknoloji kullanabilmek,
·
Yeni düşünceler, yaklaşımlar oluşturabilmek,
·
Sanal etki gruplarında tanınabilmek,
·
Bireysel küreselleşmeyi sağlayabilmek,
·
Amaçlara uygun rol üstlenebilmek ve rol dağıtımı yapabilmek,
olarak sıralanabilir. Sanal dünya üyesi e-birey için kolaylıklar,
teknolojinin sağladığı bilgi oluşturma ve tüketme boyutu ve iletişim ve
bilgiye ulaşımdır. Buna karşılık en büyük engelleri ise aynı olanaklara
sahip bir çok sanal lider alternatiflerinin bulunmasıdır. Sonuçta, sanal
dünya bireylerini yani e-birey i bekleyen çıkmaz, kendi kendiyle
yarışabilmek, yenilenmek ve sürekli değişim içinde bulunmak olacaktır.
Kısaca, e-birey ,e-kültürü özümsemiş, etkileşimin bilgiyi sürekli oluşturmak
ve kullanmaktan geçtiğini öğrenmiş, hazmetmiş ve değişime ayak uydurmuş
bireydir.
Somut Bulgular
Bilişim teknolojilerinin
gündelik yaşamımızda çok hızlı bir biçimde yer alması ve giderek vazgeçilmez
olması, değişim i beraberinde getirmiştir. Bunun sonucunda, bu sürece uyum
gösterebilenler ve gösteremeyenler arasında telafisi mümkün olmayan
ayırımlar oluşacaktır. Değişimin farkında olmak e-yaşam ın zorunluluğunu
görebilmekle eşdeğer haldedir. Tüm bu gelişmeler, gündelik yaşamımızın bir
parçası haline gelen bilişimin ve hizmetlerinin giderek, yaşamımızın her
alanına hakim olacağı gerçeğini açıkça göstermektedir. Gelişmiş dünyadan
kopmak istemeyen ülkelerin, toplumlarının tüm katmanlarında e-kültür ü
oluşturmaları zorunluluk haline gelmektedir. Bugün emekli olan bir insan,
hiçbir iş yapmasa bile, her gün bilişim teknolojisinin geliştirdiği bir
araçla en az bir kez karşı karşıya gelmektedir. Yaşın ilerlemiş olması
bilişim teknolojisinin geliştirdiği araçlara olan ihtiyacı azaltmamakta tam
tersine olarak giderek arttırmaktadır.
Öyleyse, e-kültür olarak adlandırdığımız bu yeni olgunun yaygınlaştırılması
gereken hedef kitle kimdir? ve bu kültür nasıl yaygınlaştırılacaktır?
sorularına cevap oluşturmak gereği vardır.
e-Kültürün yaygınlaştırılması için hedef alınması gereken kitle 7-114
yaşları arası gruptur. Burada, 114 hayattak en yaşlı insanın yaşı olarak ele
alınmıştır.
7-15 Yaş Grubu :
Bu gruba girenler, e-kültürün yaygınlaştırılması açısından en şanslı
olanlardır. Milli Eğitim Bakanlığının sürmekte olan temel eğitimin
modernizasyonu amaçlı yürüttüğü projeler kapsamında yer alan okulların
bilgisayarlaştırılması ve müfredatlara konacak bilişim eğitimi süreçleri,
e-kültürün yaygınlaştırılması açısından büyük bir şans yaratmaktadır ve
hemen başlatılmalıdır.
15-25 Yaş Grubu
:
Herhangi bir eğitim kurumunda eğitimini sürdürmekte olanlar, okul içerisinde
varolan/var edilecek, bilgisayarlar aracılığı ile bu kültürü alma olanağına
kavuşma şansları vardır. Burada önemli olan eğitmenlerin bu konuda
yeterlilikleri ile okulun bilişim teknolojisi altyapısına sahiplik
düzeyidir.
Herhangi bir eğitim kurumunda eğitim görmeyenler açısından durum oldukça
kötüdür. Bu çocukların büyük bölümü işsiz ve parasızdır. Çok az bir para
buldukları zaman da bu parayı Internet kafelerde ya da diğer tür
kahvehanelerde harcamaktadırlar. Bu çocuklar için ayrı bir program yaşama
geçirilmelidir.
25-45 Yaş Grubu
:
Kamu ya da Özel Sektörde çalışan kesim açısından bakıldığında, çalışanların
büyük bir kısmının çalıştıkları kurumlarda bilgisayar teknolojisini kullanma
olanakları vardır. Bu fırsat, bireyin eğitilmesi için kullanılmalıdır.
Çalışmayanlar, şanssız bir gruptur işsizliğin baskısı altında bunalmış
haldedirler ve bu durumdan bir çıkış arayışı içerisindedir.
45-114 Yaş Grubu :
Bu yaş grubu emeklilerden oluşmaktadır. Bilişim teknolojisine ihtiyaçları
yokmuş gibi gözükse de gelişen şehirleşme karşısında bilişim kültüründen en
fazla yarar sağlayacak gruplar arasında yer almaktadırlar.
Çözüm Önerileri
7-15 Yaş Grubu
:
Bu gruptakilerin büyük bölümü okullarda bilişim teknolojisi ile tanışmışlar,
Internet ve on-line oyun kültürü ile iç içe yaşamaktadır. Önlem alınamazsa
en hızlı kaybedeceğimiz gruptur. Bu grubun doğru Internet kullanımı
kültürüne gereksinmesi vardır. Çünkü, %90 ı Interneti eğlence ve yararlı
olmayan siteleri gezmek için kullanmaktadırlar. Ayrıca bu yaş grubunun
enerjisi bilgisayar başında zaman öldüren olmaktan çıkartılıp yaratıcı
zekanın bilgisayarla buluştuğu yerde harcanır hale getirilmelidir.
15-22 Yaş Grubu
:
Bu grubun orta öğrenim ve yüksek öğrenimde okuyanları ile işsiz olanları
ayrı ayrı ele alınmalıdır. Okulda okuyanların büyük bir bölümü değişik
kademelerde bilgisayar kullanıcısıdır. Bu yaş grubu bilgisayar teknolojisini
program üretmek amacı ile kullanabilir. Bu nedenle, bu grubun iyi eğitilmesi
durumunda ülkemiz bilişimden para kazanan ülke durumuna gelebilir.
İşsiz olanların bilgisayar teknolojisini öğrenme konusunda eğitime
ihtiyaçları vardır. Bu grupta olup ta hiç bilgisayar kullanmasını
bilmeyenlerin genel bilişim kültürüne kavuşturulmaları en azından yeni bir
iş olanağına sahip olmalarını daha kolay hale getirecektir.
Bu grubun içerisinde işsiz olup iyi eğitim almış olanlar mevcuttur. Bunlara,
MEB okullarında açılacak olan kurslarla yeni bir meslek kazandırılması
bilişim kültürünün yaygınlaştırılmasının bir parçası olarak ele alınabilir.
22-45 Yaş Grubu
:
Bu yaş grubunun çalışanlarının bir bölümü bilişim tekolojisi konusunda ya
hiç bir şey bilmiyor ya da çok az şey biliyor. Bu yaş grubunun e-kültürle
uyumunun arttırılması için, meslek içi eğitimin önemi her geçen gün
artmaktadır.
İşsiz olan kesimin bir kısmı kriz nedeniyle özellikle finans, iletişim vb
sektörlerden işsiz kalmış olanlardır. Bunların, yeni iş kolları türetilerek
(yazılım üretmek ve dünyaya pazarlamak, vb.) ülkeye yararlı bir duruma
geçirilmeleri sağlanmalıdır.
Bunun için, genel bir e-kültür programı yeterli olmayabilir. Daha ayrıntılı
bir eğitim programı bu kesimler için yaşamsal öneme sahiptir.
45-114 Yaş Grubu :
Bu grup için e-kültür giderek yaşamsal olmaya başlamıştır. Tüm iş yaşamları
boyunca bilgisayarı hiç görmemiş olanlar birden kendilerini bankamatik
ekranlarının karşısında bulmuşlardır. Eğer, e-kültürle tanışabilirlerse
süper marketten her türlü ihtiyaçlarını sipariş edebilecekler hatta emlak
vergilerini bile hiç sıraya girmeden yatırabileceklerdir. Seyahate çıkmak
istediklerinde ise biletlerini Internet aracılığıyla, bulundukları yerden
alabileceklerdir. Bu yaş grubu için özel bir kültürel çalışma programı
geliştirilmesinin yaşamsal önemi olduğu açıktır.
e-Kültür’ün Tüm Eğitim Süreçlerinde Yaygınlaştırılması :
Bilgi toplumu, okul öncesi çağlardan başlayarak, öğrencilik yılları, meslek
ve emeklilik hayatı boyunca bireye; topluma, ekonomiye ve devlete yeni görev
ve sorumluluklar getirmektedir. Bir bakış açısıyla bireyler ayrı ayrı ve
ortaklaşa içinde yer aldıkları toplum kesit ve katmanlarına göre, okul
öncesi çağlardan, yaşamının son gününe kadar dinamik bir EĞİTİM ihtiyacı
içindedir.
Bilgi toplumu olmak isteyen
ülke yönetimleri, e-kültür le ilgili tüm öğreti aşamalarını eğitim
süreçlerinin tümüne sokmak ve uygulanmasını sağlamak amacıyla alt yapıları
organize ederek gerekli müfredat değişikliklerini yapmak durumundadırlar.
Gelişmiş ülke uygulamaları gözlemlendiğinde, bilim ve teknoloji destekli
eğitim yöntemleri kullanımı ile öğrenmenin bireyselleşerek öğrenimin
hızlandığını, ekip çalışması oluştuğunu, araştırma, inceleme ve sorgulama
alışkanlıklarının kazanıldığını, üretimin arttığını ve paylaşmanın
çoğaldığını görmekteyiz.
e-Devlet İçin Yapılması Gerekenler, Öneriler
·
Bilgisayar destekli Devlet uygulamalarına geçilmesiyle, e-ticaret ve e-iş
hizmetlerinin artması, hedef kitle olan vatandaşın bilgisayar okur-yazarı
veya kullanıcısı olmasını gerektireceğinden bu yönde önlemler alınmalıdır,
·
Toplumun ve kurumların eğitimi için ihtiyaç analizleri yapılmalı, öncelikli
olanlara hemen eğilinmelidir. Oluşturulacak SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZLERİ’nde
eğitim verilebilmesi için bir sistem kurulmalı ve alt yapı gereçleri
sağlanmalıdır,
·
Vatandaşlara, elektronik ortamlar ve kullanılan cihazlarla ilgili
bilgilendirilerek kullanım zorluklarının aşılması sağlanmalı; bu cihazların
vatandaş-vatandaş ve vatandaş-devlet arasındaki tüm günlük işlemlerde
verimli kullanılmasına yönelik eğitim verilmelidir. Bu amaçla, kamunun tüm
imkanlarından yararlanılmalıdır. Tüm kesimlerin, e-yaşam ve Internet
kullanımı hakkında bilgilendirilmesini sağlamak amacına yönelik kurslar
verilmelidir,
·
Günlük yaşamında devletle iletişim için uygun servisleri kullanamayan
vatandaşlara, e-Devlet hizmetlerinden yararlanabilmeleri için, ücretsiz
erişim noktaları, hizmet evleri ve kahvehaneler aracılığıyla, Internet
erişimi sağlanmalıdır. Ayrıca, kütüphaneler bilgiye erişim noktaları olarak
düzenlenmelidir.
·
Vatandaşın kablo TV aracılığı ile Internet erişimini evinden yapabilmesini
teminen, yaygın, ucuz, yeterli bant genişliğine sahip ve kesintisiz erişim
olanağı sağlanmalıdır,
·
Öğretmenler, öğrenciler ve aileler için Internet’te ve e-öğrenme
platformunda destek hizmetler ve eğitim kaynakları sağlanmalı, bu amaçla MEB
Eğitim Portalı kurulmalı ve güncel güvenilir içeriklerle sürekli, kesintisiz
hizmet verilmelidir. Bu amaca yönelik olarak diğer kurum portalları da
acilen geliştirilmelidir,
·
e-Devlet portalı aracılığı ile vatandaşın her türlü hizmete erişebileceği
geçiş ortamı sağlanmalıdır. e-Muhtarlık,sayım ve seçim gibi işlerini
yapabilmeye yönelik, erişilebilirliği kolay iletişim merkezleri
kurulmalıdır. Kamu kurum/kuruluşların olanakları bu amaçla kullanılmalıdır,
·
Vatandaşın güncel konulardaki sorularını cevaplandıracak birimler
oluşturulmalı. Bu birimlere soruların ve sorunların, e-forum aracılığıyla
aktarılabilmesine ve etkileşimli ortamlarda bunlara cevap verilebilmesine
olanak tanıyan alt yapılar kurulmalıdır.
·
e-Muhtarlık, e-belde, e-belediye, e-vatandaş hizmetlerini gerçekleştiren
birimlere vergi indirimleri ve teşvikler verilmeli; kuruluş, hizmet ve
işletme kredileri düşük tutularak KDV artırıcı etkisinden faydalanılmalıdır,
·
Basın ve yayım kuruluşlarının, Bilişim teknolojilerine yönelik yayınları
teşvik edilmelidir. Devlet TV kanallarının en yaygın izleyici kitlesine
sahip olanlarından birisi bu amaca yönelik eğitim veren kanala
dönüştürülmelidir. Özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının bu yöndeki
çabaları desteklenmelidir,
·
15 milyon öğrenciye, vatandaşa ve kamu kurum/kuruluşları personeline,
Internet’ten, hızlı, yeterli bant genişliğine sahip ve kesintisiz erişim
sağlanması amacıyla, erişim noktaları ve eğitim merkezleri oluşturulmalıdır.
Bu amaçla, MEB’in olanaklarının kullanılması hedeflenmelidir,
MEB ve Ulaştırma Bakanlığının gayretleriyle,
Servis Sağlayıcılar ve İçerik Geliştiriciler desteklenmeli, halk
bilinçlendirilerek, kendi okuluna, çevresine, beldesine, kurumuna sahip
çıkması ve katkılarının alınması sağlanmalıdır. Bu amaçla Kendi Okuluna
Internet inle Bağlan Projesi” hayata geçirilerek diğer alanlarda da
yaygınlaştırılmalıdır.
|